Minoa Kitabevi'nin kurucu ortağı Petek Tokuz ile Pera'da Alexandre Vallaury binasında açılan Minoa Pera'da buluştuk ve kendisinden Minoa'nın hikayesini, yeni planlarını ve seyahat rotalarını dinledik.

Sizin için ‘Perfect Weekend’ neyi ifade ediyor?
Benim için Perfect Weekend daha önce hiç seyahat etmediğim, ulaşması birkaç saatten uzun sürmeyecek bir şehiri keşfetmek. Yürüyerek gezmek, şehrin yerlisinin yediği içtiği mekanları bulmak, bir konsere veya bale gösterisine gitmek en sevdiğim keşif şekli.
Düzenli bir Cumartesi / Pazar günü rutininiz var mı?
Cumartesileri genelde benim için bir çalışma günü. Arada yakın arkadaşlarımla bir öğlen yemeği kaçamağı yapabilmek veya bir akşam programına katılmak güzel oluyor tabii. Pazarları ise evde ailemle veya yakın arkadaşlarımla sakin bir tempoda geçirmeyi, okumaya vakit ayırmayı seviyorum.
İstanbul’da hafta sonu için kaçamak noktalarınız nereler?
İlkbahar ve yaz aylarında Anadolu Yakası, Küçükyalı’da ailemden kalma, 1960’lı yıllardan beri yazlık olarak kullandığımız bahçeli evimizde kızım, eşim, köpeğimiz Otto, kedilerimiz Bono ve Luna ve bahçemizi ev edinmiş diğer tüm kedilerle birlikte sakin bir haftasonu geçirebilmek benim için en güzel kaçamak.

‘Long Weekend’ olarak favori seyahat rotalarınız nereler? Yurt içi ya da dışı?
Uzun yıllar haftasonu seyahat rotamız eşim de serbest dalış ve balık avcılığı yaptığı için Saroz, Çanakkale ve Bozcaada oldu. Minoa’yı açtıktan sonra bu gezilerimiz ister istemez azaldı. Yurtdışında ise en favori şehrimiz hem benim hem ailem için Londra!
Seyahat etmek sizi nasıl besliyor?
Farklı yerler görmek ve insanlar tanımak öncelikle kültürel anlamda büyük bir zenginlik sağlıyor, seyahat fiziksel anlamda tempolu olsa bile her seferinde zihinsel olarak dinlenerek dönüyorum. Döndüğümde olaylara ve konulara farklı bakış açısılarıyla, daha yaratıcı, daha yapıcı bakmamı sağlıyor.
Tercihiniz genelde şehir seyahatleri mi yoksa kültürel geziler mi oluyor?
Şehir gezileri her zaman tercih oldu.
Henüz gitmediğiniz ve en çok görmek istediğiniz şehir/ülke neresi?
Fas’ın kalbi denilen Marakeş mutlaka seyahat etmek istediğim bir destinasyon. O kadar çok kişiden “adeta bir zaman yolculuğuna çıkıyorsun!“ yorumunu duydum ki... Egzotik çarşılarını, meşhur bahçelerini, canlı ve renkli hayatını deneyimlemek istiyorum.
Yurt içi ya da dışı en favori oteliniz hangisi? Ya da konaklamak istediğiniz bir otel var mı?
Yurtdışı en favori otelim Londra’da Chelsea, Cadogan Gardens’da dış cephesi geleneksel kırmızı tuğlalı bir bina bloğunda yer alan The Draycott Hotel. 15 yılı aşkın süredir Londra’daki öncelikli konaklama tercihimiz. Otelden ziyade bir İngiliz şehir evi ambiyansı sunan butik otelde misafirlerin ortak kullandığı lobby ve dinlenme odası alanlarında kitaplarla dolu kütüphaneler yer alıyor.
Ya restoran? Hangi dünya mutfağını seviyorsunuz?
Hint mutfağını çok seviyorum. Londra’daki Bombay Brasserie en sevdiğim restaurantlardan birisi.
Seyahatte yanınızda mutlaka taşıdığınız üç parça nedir?
O ara okuduğum kitap, 18 yaşından beri kullandığım parfümüm ve cüzdanımın içindeki minik nazar boncuğu.
Sizce ideal seyahat arkadaşı nasıl olmalı?
Pozitif, meraklı, çabuk yorulmayan, gastronomik deneyimlere açık yani yemeyi-içmeyi seven bir seyahat arkadaşı en idealidir!
En son Türkiye içinde nereye seyahat ettiniz?
Beş yaşımdan İstanbul dışına çıktığımda en sık ve düzenli seyahat ettiğim rota olan Bodrum’a gittim. Yıllar içinde çok şey değişti Bodrum merkez ve koylarda ama hala ikinci evim olan bir destinasyon.
‘Minoa’ ne demek?
Minoa adını Girit’te kalıntıları bulunmuş antik bir Akdeniz medeniyetinden alıyor. Medeniyetin zengin bir sanat ve kültür mirası bıraktığı biliniyor. Biz bunu günümüzde yaşatmayı hayal ettik, bağımsız bir kitabevi açmak fikrimizi Minoa adıyla hayata geçirdik.
Bu markayı kurma fikri nasıl ve ne zaman doğdu? Hikayesini özetler misiniz?
Minoa aslında bizim çok uzun yıllardır hayalini kurduğumuz bir fikirdi. Özellikle yurtdışı seyahatlerde kitapçıları keşfeder, kafelerinde oturur konuşurduk. Zamanla müşteri deneyimi açısından ve bir iş fikri olarak daha fazla düşünür olduk. Eşim ve ortağım Nazım mimar olduğu için tüm bu düşüncelerimizi bir konsepte oturtmak zor olmadı. 2014 yılında Minoa Akaretler’i açtık.
Minoa kitap seçkisini neye göre belirliyorsunuz?
Kendi kitaplığımızda hangi kitapların olması isterdik diyerek başladık 10 sene önce.. Yani bizim ve ekibimizin ilgi alanları bir başlangıç noktası oldu. Minoa Akaretler kısa sürede güzel bir okuyucu kitlesini bir araya getirdi ve onların yorumları, talepleriyle seçkimiz gelişti. Her bir kitabı tek tek seçiyoruz diyebilirim. Bugün pek çok alanda, Türkçe ve İngilizce 100.000’e yakın kitabımız bulunuyor.
Pera’da harika bir binadasınız. Arkadaki etkinlik alanınız var. Orada neler yapmayı planlıyorsunz? Ayrıca, Pera’daki kafe/restoran ne zaman faaliyete geçiyor?
Minoa mekanları kitapçı olmanın yanında kafe – resturant hizmeti de veriyor, biliyorsunuz. Minoa Pera’da da Vallaury’nin adını taşıyan kafemiz hizmet veriyor. Jules Verne Bar ve Pera lezzetleri sunacak Minoa Pera LOKANTA yakında hizmete girecek. Mutlaka duyuracağız. Minoa Akaretler’de başlattığımız etkinliklerimiz Pera’da da devam ediyor. 60 kişi kapasiteli Minoa SAHNE’de farklı kültür sanat etkinlikleri, sohbetler, atölyeler düzenleniyor. Minoa Pera instagram hesaplarından takip edilebilir.
Dünyadaki favori kitapçılarınız hangileri?
Londra’daki John Sandoe ve elbette Daunt Books (özellikle Marylebone’da olan). New York, Soho’da Housing Works Bookstore. Ufak bir kafesi de var. Çok etkileyici bir mekan olduğunu düşünüyorum.
Yeni Berlin Minoa’yu duyduk. Neden Berlin? Bu gelişme nasıl ortaya çıktı? Biraz bize bilgi verir misiniz?
Avrupa’da bir Minoa olmasını arzu ediyorduk. Doğrusu, gelen taleplerle de radarımızı Berlin’e çevirdik. Araştırmalarımız sonucu kitapçı kafe olarak potansiyel olduğunu da gördük. Berlin çok farklı bir şehir, İstanbul gibi dinamik ve Minoa markasının Berlin’de sevileceğine inancımız tam. Bu baharda kapılarımızı açmayı hedefliyoruz…
Hayatı nasıl yaşamayı seviyorsunuz? Hayat felsefeniz nedir?
Tempolu ve yoğun! Aynı zamanda planlı, programlı yaşamak. Yani hem iyi nitelik, hem bol nicelik! Yıllar içinde gerek sosyal hayatımda gerekse bir profesyonel, ardından da bir girişimci olarak rol üstlendiğim iş hayatımda elde ettiğim deneyimler sonucu hayatta iki unsurun çok önemli olduğuna inanıyorum; netlik ve denge.
Comments