In The Mood For Love markasının kurucusu moda tasarımcısı Banu Bora ile Bomonti'de zevkle dekore edilmiş renkli atölyesinde buluştuk ve kendisine seyahat rutinlerini ve görmek istediği destinasyonları sorduk.
Sizin için ‘Perfect Weekend’ neyi ifade ediyor?
Benim için Perfect Weekend, Pazartesi ofise döndüğümde kendimi tamamen yenilenmiş ve dinlenmiş hissettiğim bir haftasonudur. Bu, bazen evden hiç dışarı çıkmadan okuduğum, bir şeyler seyrettiğim, evde uzun zamandır sıra bekleyen düzenleme işleriyle meşgul olduğum veya seyahat ettiğim bir haftasonu da olabilir.
Düzenli bir Pazar günü rutininiz var mı?
Haftasonları genelde Büyükada’da geçiriyorum. Adanın sessizliği, naifliği ve doğası ruhuma iyi geliyor. Pazar rutinim; yatakta kahve, Büyükada Pastanesi’nden ayçöreği ile kahvaltı ve Oksijen Gazetesi’ni okumak. Sonra da bir yürüyüş ve mümkünse açık havada geç bir öğlen rakısı…
İstanbul’da hafta sonu için kaçamak noktalarınız nereler?
İstanbul’a yakın kaçış yerim, sığınağım Büyükada.
‘Long Weekend’ olarak favori seyahat rotalarınız nereler? Yurt içi ya da dışı?
Long Weekend için beni her yönden tatmin eden tek şehir Venedik diyebilirim. Her gittiğimde güzellikleriyle beni ve ruhumu besleyen, saatlerce yürüyerek hep yeni şeyler keşfettiğim ve keşfetme duygusu hiç bitmeyen çok gizemli bir şehir Venedik. Ancak Temmuz ve Ağustos hiç tavsiye etmem, çok turist kalabalığı oluyor. Ben aylarda mümkün olduğunca fazla Ege’de olmaya bakarım.
Tercihiniz genelde şehir seyahatleri mi yoksa kültürel geziler mi oluyor?
Genelde şehir ve kültürü bir arada yaşatan seyahat destinasyonları tercihim oluyor. Seçimi ona göre yapıp önceden bir program yapıyorum. Şehrin tadını alacak, biraz tarihini anlayacak ve çokça kültüründen beslenebileceğim bir karışım benimkisi…
Henüz gitmediğiniz ve en çok görmek istediğiniz şehir/ülke neresi?
Japonya’dan çok etkilenmiştim. Şimdi listemin başında Kore var.
Yurt içi ya da dışı en favori oteliniz hangisi? Ya da konaklamak istediğiniz bir otel var mı?
Büyükada Splendid Palace’ı çok seviyorum. Geçmişine sahip çıkan, üzerine günümüzü eklemeyi başarmış, ruh olan bir otel. Günümüzde ruhu olan böyle oteller çok az kaldı. Bir de Endonezya Sumatra Adası açıklarında bir eko Aman otelinde kalmıştık. Aman Wana, çok müthiş bir deneyimdi. Öyle bir destinasyona tekrar gitmek isterim.
Hangi dünya mutfağını seviyorsunuz?
Mutfak olarak benim için önce Türk ve Güneydoğu mutfağı gelir; sonra da Uzakdoğu.
Seyahatte yanınızda mutlaka taşıdığınız üç parça nedir?
Seyahate çıkarken yanıma ufak, Türkiye'ye özgü hediyeler almayı tercih ediyorum. Örneğin; Marsel lokumları, Atelier Rebul’ün Istanbul serisi kolonyaları gibi… Tanıştığım yeni insanlara Türkiye'den minik hediyeler götürmeyi seviyorum.
Sizce ideal seyahat arkadaşı nasıl olmalı?
İdeal seyahat arkadaşı; keşfetmekten keyif alan, spontan olabilen, yürümeyi, yemeyi ve içmeyi seven biri olmalı...
En son Türkiye içinde nereye seyahat ettiniz?
Çanakkale Assos’a gittim, Tevfikiye Köyü’ndeki yeni Troya Müzesi’ni ziyaret ettim ve sahilde çakılların üzerine kurulu tahta bir masada muazzam bir barbun yedim. Bazen yazlık yerlere kışın gitmeyi daha çok seviyorum.
Sizi en çok neresi etkiledi, Türkiye’de?
Türkiye’de beni en çok etkileyen yer Kapadokya.
Seyahat etmek sizi nasıl besliyor?
Seyahat etmek; tüm yükümü bıraktığım, kendimi özgür hissettiğim bir mola, bir nefes, bir ödül benim için. Üstelik beni yeniliyor ve enerjimi arttırıyor.
Geriye dönersek ilk seyahatinizi hatırlıyor musunuz? Nereye idi?
Rahmetli amca, beni ve kardeşimi alıp İzmir’e ilk seyahatimize götürmüştü. İlk kez uçağa bindiğimi hatırlıyorum. Sonra da Kuşadası Kısmet Otel’de bir hafta tatil yapmıştık. Kısmet Otel çok özel ve hoş bir yerdi. O dönemler zarafetle yaşanan zamanlardı, diyebilirim…
Yapım: Rana Korgül
Fotoğraflar: Kubilay Sakarya & Fulya Sezen
Comments