Gio Ponti, mimari ve iç tasarım arasına her zaman çizgiler çizen bir kavramsalcıydı. Herkesi hayattan sonuna kadar zevk almak için iyi tasarım kullanmaya teşvik etti. Ponti'nin geniş tasarım yelpazesi, evlerine İtalyan gösterişli ve zahmetsiz bir şıklık katmak isteyen anlayışlı koleksiyoncular tarafından kapışıyor.
Ponti, kariyeri boyunca dolaplar, lambalar ve sandalyelerden seramik ve cam eşyalara kadar geniş bir mobilya ve ürün yelpazesi tasarladı.
Mimarın uzun özgeçmişindeki çoğu zaman unutulan, İtalyan cam üreticisi Luigi Fontana'nın dekoratif bir şubesi olan FontanaArte'de sanat yönetmeni olarak yaptığı çalışmaydı. Marka en çok aydınlatmasıyla tanınır, ancak tasarımı uyuyan bir hit olduğunu kanıtladı: günümüzün iç mekanlarına sızan kavisli bir pirinç ayna.
1950'lerde, bu aynanın versiyonları Ponti'nin otellerine - muhtemelen Napoli'deki Royal Continental - asıldığında, resmi bir adı yoktu. Ponti'nin torunu Salvatore Licitra, "Konsollara ve tuvaletlere eşlik etmesi gerekiyordu" diyor. "Çerçevenin aynı eğrilikleriyle daha kısaydı, yalnızca işlevsel değil aynı zamanda çekici olacak şekilde tasarlandı."
Bir New York City projesinde aynayı canlı Hermès duvar kağıdına asan Neal Beckstedt, "Bir odayı yumuşatmak için çok ihtiyaç duyulan eğriyi veriyor" diyor.
Muadilleriyle fazlasıyla karşılaştığımız bu imza parçayı Gubi markasında bulabilirsiniz.
Comments