Paris’te görülmesi gereken onlarca harika yerden sadece 10 tane seçmek zorunda kalsaydık, önereceğimiz yerler kesinlikle aşağıdakiler olurdu…
1) Eiffel Tower

Sembolik Eyfel Kulesi olmasaydı Paris ne olurdu? Fransız Devrimi'nin yüzüncü yılı anısına Gustave Eiffel tarafından yaptırılan, 324 metre yüksekliğiyle yılda yaklaşık 7 milyon ziyaretçi ile dünyanın en çok ziyaret edilen anıtlarından biri.Paris'in muhteşem manzarasının tadını çıkarmak için Eyfel Kulesi'ne çıkmak şart.
2) Notre Dame Katedrali

Paris'in en kalıcı simgelerinden biri: Notre Dame olarak da bilinen Notre-Dame de Paris, Ile de la Cité'nin doğu yarısında yer alan bir Roma Katolik katedrali olup, Fransa ve Avrupa'daki Fransız Gotik mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir. 1163 yılında yapımına başlanan ve 1345 yılında tamamlanan bu katedral, birçok heykelinin çevrelediği portalları ve çatıyı süsleyen çirkin yaratıklarıyla görülmeye kesinlikle değerdir.
Size tavsiyem katedralin etrafını dolaştıktan sonra içeri girip kulelerin tepesine 387 basamak çıkmanız. Kulelerin tepesine çıkmak yorucu olabilir ancak bölgenin panoramik manzarasını görünce bayılacaksınız.
3) Louvre Müzesi

Louvre, dünyanın en çok ziyaret edilen sanat müzesi ve Paris'te mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Paris'in kalbinde yer alan bu tarihi bina, 60.600'ü sergiler için olmak üzere 210.000 metrekare alana sahip eski bir kraliyet sarayı olduğunu söyleyebiliriz. Müze, aslen 12. yüzyılın sonlarında II. Philip döneminde inşa edilmiş bir kale olan Louvre'da yer almaktadır. Kalenin kalıntıları müzenin bodrum katında görülebilir.
4) Champs Elysées / Arc of Triumph

Antik Roma mimarisinin büyüsüne kapılan Napolyon, Jean Chalgrin'e imparatorluk ordularının ihtişamına adanmış bir zafer anıtı tasarımı yaptırdı. 19. yüzyılda inşa edilmiş olup, türünün dünyadaki en büyük anıtıdır. Sütunlarını etkileyici heykeller süsleyen bu yapının üst kısmına 558 generalin ve büyük zaferlerin isimleri işlenmiştir. Ayrıca, Arc de Triomphe'nin altında, Fransa'nın Meçhul Askerinin Mezarı da bulunur. Kapının üzerindeki panoramik teras, size Paris'in en güzel manzaralarından birini sunar. 50 metre yüksekliğinde, 45 metre genişliğinde ve 22 metre derinliğinde olan Arc de Triomphe, "dünyanın en güzel caddesi" lakaplı Champs Elysees'e giden Place de l'Etoile üzerinde yer almaktadır.
5) Sen Nehrinde Yolculuk

Özellikle geceleri Sen Nehri'nde bir tekne gezintisi ile Parizyen gecelerin mutlaka tadını çıkarın. Güneş battığında yavaşça aydınlatılan anıtlar nehrin masalsı çekiciliğiyle bambaşka bir güzelliğe bürünüyor. Yaklaşık iki saat süren Sen Nehri gezisini nefis bir akşam yemeği ile taçlandırabilirsiniz.
6) Montmartre

Montmartre, Paris'in kuzeyinde bulunan, 130 metre yüksekliğinde, çevre mahalleye adını veren bir tepedir. 1919 yılında tamamlanan yapı en üstteki beyaz kubbeli Kutsal Kalp Bazilikası ile tanınır. Bölgedeyseniz, Bazilika'dan birkaç blok ötedeki Tertre Meydanı'nı mutlaka ziyaret edin. Place du Tertre,
Montmartre'nin 20. yüzyılın başlarında modern sanatın merkezi olduğu zamanın bir hatırlatıcısıdır; Amedeo Modigliani, Claude Monet, Pablo Picasso ve Vincent van Gogh gibi birçok sanatçının burada çalıştığını söylemek mümkün. Öncelikle İspanyol ressamın heykellerine ve çizimlerine adanmış bir müze olan Espace Salvador Dalí, Tertre Meydanı'na birkaç adım uzaklıkta ve ünlü kabare Moulin Rouge, Montmartre'de yer almaktadır.
7) Versay Sarayı

Versay Sarayı nam-ı diğer Château de Versailles, Fransa'nın en ünlü kalesidir. 17. yüzyılda Fransa'nın askeri gücünün bir sembolü ve Avrupa'daki Fransız üstünlüğünün bir göstergesi olarak inşa edilen Versailles, 1682'den 1789'a kadar Fransa Krallığı'nda siyasi gücün merkeziydi. Binalar, bahçeler ve teraslardan oluşan bu devasa yapı, Rönesans sanatının tüm detayları ile yansıtıyor. Olağanüstü dekorasyonu ile büyülenecek ve eşsiz Fransız bahçelerinde harika peyzajın tadını çıkarmak mutlak bir zorunluluk.
8) Latin Mahallesi - Luxembourg Parkı

Paris'in Latin Mahallesi, Sen nehrinin sol yakasında, Sorbonne'un çevresinde yer almaktadır. Öğrenci hayatı, canlı atmosferi ve bistrolarıyla tanınan bu Latin Mahallesi, Ecole Normale Superieure, Ecole des Mines de Paris veya Ecole Polytechnique gibi birçok yüksek öğretim kurumuna ev sahipliği yapmaktadır. Bölge adını, Orta Çağ'da Latince'nin uluslararası eğitim dili olması nedeniyle bir zamanlar Üniversite içinde ve çevresinde yaygın olan Latince dilinden alır.
Lüksemburg parkı ise, Lüksemburg Sarayı'na eşlik etmesi için 1612'de Marie de Medicis'in isteği üzerine oluşturulan halka açık özel bir bahçedir. Bahçe, Senato'nun oturduğu Palais du Luxembourg'u çevreliyor. André Le Nôtre tarafından yeniden tasarlanan, gezmesi çok keyifli; ayrıca bir meyve bahçesi, birkaç çeşit elma, bir arı kovanı ve orkide koleksiyonuna sahip bir sera bulacaksınız.
9) Moulin Rouge

Moulin Rouge, ünlü Fransız Cancan'ın manevi doğum yeri olarak bilinen bir kabaredir.
Pigalle'nin kalbindeki Montmartre tepesinin eteğinde bulunan otel, 1889 yılında Joseph Oller ve Charles Zidler tarafından inşa edilmiştir. Başlangıçta bir kur dansı olarak tanıtılan cancan, şimdi dünyanın birçok ülkesinde mevcut olan kabarenin doğuşuna sebep oldu. Bugün Moulin Rouge, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler için eğlence sağlayan bir turistik cazibe merkezidir.
Not: Moulin Rouge biletlerini seyahatiniz öncesi almayı unutmayın, çok çabuk tükeniyor.
10) Disneyland

Küçük ya da büyük farketmez Mickey hayranlarını, Paris'in merkezine 32 km uzaklıkta bulunan Disneyland Paris'i mutlaka ziyaret etmeli.
Disneyland Paris'te iki tema parkının olduğunu söyleyebiliriz, Bunlardan biri, Disneyland (Uyuyan Güzel'in kalesiyle birlikte) ve Walt Disney Studios.
Yorumlar