Art Basel Miami Beach her sene olduğu gibi bu kez de hayal kırıklığına uğratmadı. Bu, fuardaki ilk deneyimim değildi fakat bu kez bir öncekilerden çok daha fazla heyecanlı hissettim. Zaten serginin 20. yıldönümü olması sebebiyle, önceki yıllardan çok daha büyük ve çok daha coşkulu olması bekleniyordu. Cam kapılardan içeri girdiğimde bu çılgınlığı hissedebiliyordum. Müşteriler, küratörler ve sanatseverler (çoğunlukla maskesiz) ellerinde kredi kartlarıyla bir araya geldi. Açıkçası, atmosfer oldukça renkli ve hareketliydi.
Mekanda dolaşırken bir Keith Haring eseri gördüm ve görmem ile birlikte adeta zaman tünelinde geçmişe götürüldüm. Keith benim arkadaşımdı, çizimlerinin günümüzde hala geçerliliğini ve popülaritesini koruduğunu görmek beni mutlu etti. Belki de beni, parçaları pop art, klasik sanat ve politik birleşimin bir karışımı olan Hijack'in çalışmasına çeken bu bağlantıydı.
Miami Beach kültür açısından zengin olsa da Art Basel, Miami, günümüzde sanat kapsamında ele alındığında Miami’nin şehir olarak en az New York ve Los Angeles kadar gündemde olmasına sebep oldu. Dünyanın dört bir yanından binlerce kişi, sanat dünyasının sunduğu en iyi eserleri görmek ve bu destansı etkinliğin bir parçası olmak için bir araya geldi ve gelmeye de devam ediyor. Bana gelince, bu etkinliğin bir parçası olmak harika olsa da, her şey sanatla ilgiliydi… Bu da gözler için tek kelime ile görsel bir şölendi.
Comments